

GİRİŞ
Uluslararası evliliklerin artış gösterdiği günümüzde, boşanma olgusu da sınır ötesi bir karakter kazanmış; bu durum, yabancı mahkemelerce verilen boşanma kararlarının Türkiye’de hüküm ve sonuç doğurabilmesi için gerekli olan hukuki araçların –özellikle tanıma ve tenfiz müesseselerinin– daha sık ve etkin kullanılmasına neden olmuştur. Bu bağlamda, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK), yabancı ilamların Türkiye’de geçerlilik kazanmasının esaslarını düzenleyerek önemli bir işlev üstlenmektedir.
Yabancı mahkemelerin boşanma kararlarının Türkiye’de tanınması ve tenfizi, yalnızca usuli bir mesele değil; aynı zamanda kişisel durumların ve nüfus kayıtlarının hukuk düzenine uygun biçimde belirlenmesini sağlaması yönüyle kamu düzeniyle yakından ilişkilidir. Bu çalışmada, tanıma ve tenfiz kurumları, kanuni çerçevede, Yargıtay içtihatları ve doktrindeki görüşler ışığında sistematik olarak incelenecektir.
2. KAVRAMSAL VE HUKUKİ ÇERÇEVE
2.1. Tanıma ve Tenfiz Ayrımı
Tanıma, yabancı mahkeme kararının Türkiye’de kesin hüküm veya kesin delil niteliğiyle kabul edilmesidir (MÖHUK m. 58). Bu sayede, kararın yeniden Türkiye'de verilmesine gerek kalmaksızın, sonuç doğurması sağlanır. Tenfiz ise, yabancı kararın Türkiye'de icra edilebilirlik kazanmasını sağlayan süreçtir (MÖHUK m. 50 vd.).
Bu kapsamda, boşanma kararları esas itibariyle kişisel statüye ilişkin olduğu için tanıma yeterli görünse de, kararın içinde yer alan velayet, nafaka, maddi-manevi tazminat gibi hükümler tenfiz konusunu oluşturabilir. Nitekim öğretide de bu ayrım açık biçimde yapılmaktadır. Nomer, boşanmanın şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğunu ve tanımayla sonuç doğuracağını ifade etmekte, ancak fer’i hükümlerin tenfiz kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir. (1)
3. YABANCI BOŞANMA KARARLARININ TANIMA VE TENFİZİ İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR
3.1. Kanuni Şartlar (MÖHUK m. 54)
MÖHUK’un 54. maddesine göre bir yabancı mahkeme kararının tenfizi (ve tanıması) için aşağıdaki şartların sağlanmış olması gerekir:
3.1.1. Yetki (Madde 54/a):
Yabancı mahkemenin, kararın verildiği ülkenin hukukuna göre yetkili olması gerekir. Ayrıca karar, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuda verilmiş olmamalıdır. Örneğin, aile hukuku alanında kamu düzeniyle doğrudan ilgili konularda (örneğin evlat edinme veya soy bağı) Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi gündeme gelebilir.
3.1.2. Usûli Güvenceler (Madde 54/b):
Karşı tarafın, usulüne uygun biçimde davet edilerek savunma hakkının sağlanmış olması zorunludur. Özellikle davanın yokluğunda yürütüldüğü durumlarda, tebligatın usulüne uygun yapıldığına ve savunma hakkının tanındığına dair belgeler aranır. Yargıtay, bu şartı sıklıkla kamu düzeni kapsamında değerlendirmektedir.
3.1.3. Kesinleşmişlik (Madde 54/c):
Yabancı mahkeme kararının, verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmiş olması gerekir. Kesinleşme şerhi veya kararı veren ülkenin yetkili makamından alınan kesinleşme belgesi bu şartın yerine getirildiğini ispatlar.
3.1.4. Kamu Düzenine Aykırılık Yasağı (Madde 54/d):
Karar, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamalıdır. Kamu düzeni, Türkiye’de geçerli olan temel hukuki ve ahlaki değerlere aykırılık anlamına gelir. Örneğin, çok eşliliğin tanınması veya eşlerden birine savunma hakkı tanınmadan verilmiş kararlar bu kapsamda reddedilebilir. Yargıtay, kamu düzeni kavramını dar yorumlamayı ve sadece açık aykırılık hallerinde devreye sokulması gerektiğini içtihatlaştırmıştır.
3.1.5. Karşılıklılık (Zımni Unsur):
Her ne kadar MÖHUK m. 54’te açıkça düzenlenmese de, bazı durumlarda özellikle tenfiz taleplerinde fiili karşılıklılık unsuru değerlendirilmektedir. Yani Türk mahkemelerinin kararlarının da ilgili yabancı devlette tanınabiliyor olması aranmaktadır. Ancak bu, zorunlu ve mutlak bir şart olmayıp, uygulamada özellikle ikili anlaşmaların bulunmadığı hallerde dikkate alınır.
Bu şartlar, her somut olayın özelliğine göre farklı düzeyde önem kazanabilir. Özellikle kamu düzeni ve usul güvenceleri, uygulamada sıklıkla inceleme konusu yapılmaktadır.
3.2. Tanımada Dava Açma Zorunluluğu ve 2018 Reformu
MÖHUK m. 58’e göre tanıma için dava açılması zorunlu iken, 06.11.2018 tarihli 7155 sayılı Kanun ile getirilen değişiklikle idari tanıma imkânı tanınmıştır. Buna göre, yalnızca boşanma kararı içeren ve fer’i hüküm barındırmayan kararlar, tarafların birlikte başvurması halinde nüfus müdürlükleri nezdinde doğrudan tanınabilir (MÖHUK Ek m. 1).
4. YARGITAY UYGULAMASINDA ÖNE ÇIKAN HUSUSLAR
Yargıtay, tanıma ve tenfiz davalarında usul ekonomisi ile hak arama özgürlüğü arasında denge gözetmektedir.
- Kesinleşme Şerhi Zorunluluğu: Yargıtay 2. HD, 20/06/2017 tarihli, 2016/15678 Esas ve 2017/8746 Karar sayılı ilâmı.
- Kamu Düzenine Aykırılık: Yargıtay 2. HD, 17/03/2015 tarihli, 2014/17420 Esas ve 2015/5655 Karar sayılı ilâmı.
- Tebligatın Usule Uygunluğu: Yargıtay 2. HD, 19/01/2021 tarihli, 2020/7788 Esas ve 2021/382 Karar sayılı ilâmı.
5. DOKTRİNDEKİ DEĞERLENDİRMELER
Tanıma ve tenfiz kurumları, sadece bireylerin özel hukuk ilişkilerini düzenleyen teknik usul araçları olarak değil, aynı zamanda devletlerin egemenlik yetkileri ile bireylerin temel hak ve özgürlükleri arasında denge kuran yapılar olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, tanıma ve tenfiz süreci, kişisel statünün ve mahkeme kararlarının uluslararası dolaşımını kolaylaştırmakla birlikte, devletin kamu düzenine ilişkin hassasiyetlerini de gözetmelidir.
Prof. Dr. Aysel Çelikel ve Prof. Dr. Bahadır Erdem, milletlerarası özel hukuk sisteminde tanımanın, özellikle kişisel statüye ilişkin kararlar açısından temel bir işlev gördüğünü; bireylerin medeni hallerine dair mahkeme kararlarının ulusal hukuk sisteminde etkili olabilmesi için tanımanın zorunlu olduğunu ifade etmektedirler. (2) Özellikle boşanma gibi şahsa sıkı sıkıya bağlı hakların tanınması, kişinin evlilik statüsünün yeniden belirlenmesi bakımından hukuki kesinlik sağlar.
Prof. Dr. Nuray Ekşi, tanıma ve tenfiz kurumlarının işlerliğinde kamu düzeni istisnasının sınırlarını titizlikle çizmektedir. Ona göre, kamu düzeni kavramı soyut değil; somut olay bağlamında ve dar yorumlanmalıdır. Zira geniş bir kamu düzeni yorumu, bireylerin özel yaşamlarına gereksiz müdahale ve mahkeme kararlarının dolaşımını sekteye uğratma riski taşır. (3) Ekşi, özellikle tanımanın reddi sebeplerinin istisnai nitelik taşıdığına vurgu yaparak, mahkemelerin bu konuda ayrıntılı bir gerekçelendirme yükümlülüğüne sahip olduğunu belirtmektedir.
Öte yandan, öğretide Prof. Dr. Uğur Alacakaptan ve Prof. Dr. Bertan Serozan gibi yazarlar, yabancı ilamların tanınmasında kamu düzeni ile tarafların hak arama özgürlüğü arasında kurulması gereken dengenin altını çizer. Bu bağlamda, tanıma ve tenfiz süreci, salt biçimsel şartların değil; aynı zamanda bireylerin hukuki güvencelerinin gözetildiği maddi adaletin de sağlanması gereken bir alan olarak konumlanmaktadır.
Günümüzde bazı yazarlar, özellikle dijitalleşen yargı süreçlerinin ve artan göç hareketlerinin, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ihtiyacını daha da görünür kıldığını belirtmektedir. Uluslararası evliliklerin artışı, çok uyrukluluk halleri ve çocukların üstün yararının gözetilmesi gibi olgular, tanıma ve tenfizin yalnızca klasik MÖHUK ilkeleriyle değil; aynı zamanda insan hakları perspektifiyle de ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Prof. Dr. Nuray Ekşi ise özellikle kamu düzeni istisnasının dar yorumlanması gerektiğini, aksi takdirde tanıma/tenfiz sürecinin keyfî bir hal alacağını belirtmektedir.
6. SONUÇ
Yabancı mahkemelerce verilen boşanma kararlarının Türkiye’de tanınması ve gerektiğinde tenfizi, bireylerin medeni haklarını güvence altına almanın yanı sıra, devletin hukukî düzenine entegre olma yönüyle de önemlidir. MÖHUK’ta yer alan açık hükümler, Yargıtay içtihatları ve doktrinde benimsenen prensipler birlikte değerlendirildiğinde, uygulayıcıların hukuki öngörülebilirlik ve usulî denge ilkesini esas almaları gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Tanıma ve tenfiz, sadece usul hukukunun değil, aynı zamanda kişisel hakların ve aile hukukunun da sınır ötesi alanlarda işlerliğini sağlayan anahtarlardan biridir.
Av. Ahmet AVŞAR (LL.M.)
Kaynakça
1. Nomer, Saip: Devletler Hususi Hukuku, Beta Yayınları, 26. Bası, 2022, s. 504 vd.
2. Çelikel, Aysel / Erdem, Bahadır: Milletlerarası Özel Hukuk, Beta Yayınları, 15. Bası, 2021, s. 680 vd.
3. Ekşi, Nuray: “Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizinde Kamu Düzeni İstisnası”, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 10, S. 1, 2020, s. 75-93.